Efendim pazar kahvaltısını geniş tuttuk; peynirli pastırmalı omlet, lor peyniri, ceviz, taze tere otu, güneşte kurutulmuş domates, Hatay kırma yeşil zeytin, Ayvalık petek balı, fonda Bizimkiler dizisi...
Öğlen evi toparlayıp yola çıktık, bebek görmeye gideceğiz. Yeni doğan evinde bir şaşkınlık, kutlama havasından ziyade bir endişe hakim. Çok da normal; şimdiye kadar hiç tecrübe etmediğin bir yeni hayat biçimi ile aniden karşı karşıya kalıyorsun. Anneliğin ilk ayları, en azından-tam amelelik onu anladım. Göğüs pompası, göğüs ucu kremi, dikişlerin ağrısı, uykusuzluk, kansızlık, çatlaklar derken-uğraşacağın bir sürü yeni kalem ortaya çıkıveriyor!
Cidden gözüm korktu, ama ben daha bir süslenir lohusalığımın tadını çıkarırım, hastane odasında ve evde daha bir özenle hazırlanırım diye düşünüyorum. Bilmem ki çok mu iyimserim? Kendime lohusa takımları, saç aksesuarları filan yaptırsam, makyajsız da iyi görünmek için öncesinde kaş kontürü ve ipek kirpik olayına girsem fena olmaz hani...
Minik uykucu kıza güzel dileklerle veda edip ayrıldık, sonrasında hep biz nasıl yaparız diye düşündük. Eve dönerken aşırı acıkmıştık, kendimize çiğ köfte ziyafeti çekmeye karar verdik!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder