2 Şubat 2016 Salı

2412

(31 OCAK PAZAR)

Ayıp denen bir şey var-10a kadar uyumuşuz misafirlikte.
Rahatsız olmasına rağmen yatak iyi uyutuyormuş demek!
Birer sabah kahvesi eşliğinde bebek doyurup kedi sevdik, mutfakta oturmak da güzel bu evde.
Kahvaltının dünkü akşam yemeğinden kalır yanı yoktu; sucuklu yumurta, hamur kızartması aç aç, gerçek Abhaz acıkası, çeşit çeşit ev reçelleri, isli Çerkes peynirleri...
Gazetelere daldık biraz kahvaltıdan sonra, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan dönüş vakti geliverdi.
Yol kahvelerimizi alıp arabaya bindik, iki saat sonra ilk molamızı white chocolate mocha arayışı içerisinde Starbucks'ta verdik. Epey geyik çevirdik bu süslü kahve isimleri üzerine.
Dönüşte Adapazarı civarında köfte yeme planımız vardı aslında ama acıkmaya fırsatımız kalmadığı için köfteleri eve aldık.
Nedense dönüş yolu hep daha uzun sürer ya, trafiğe de kalınca biraz işkenceli oldu.
Sonunda eve vardığımızda köfteleri kızartıp biralarımızı açtık ve hafta sonunu kanepe keyfiyle bitirdik...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder