21 Ocak 2016 Perşembe

2401

(20 OCAK ÇARŞAMBA)

Kış ortasındaki tiyatro akşamlarımıza devam ediyoruz bu sene de; bu kez biletimiz Muhsin Ertuğrul sahnesindeki "Fehim Paşa Konağı" oyununa...
Osmanlı döneminden kalabalık ve müzikli oyunlar eğlenceli oluyor, modern oyunlardan daha çok seviyorum açıkçası. Bu da yine Meşruiyet döneminde geçen, Aldülhamit yanlılarıyla Hürriyetçiler arasındaki çekişmeyi arka planda işleyen Turgut Özakman'ın keyifli bir hikayesi.
 Sahne, elden düşme bir kabadayının işlettiği kahvede açılıyor, Fehim Paşa konağında kapanıyor, ikinci yarıda Deli Suat Paşa konağı da ekleniyor. Paşalara kabadayılık eden Laz uşakları ile Rumeli oğlanları pek tatlıydı, en çok onlar güldürdü beni.
Haremde sıkılan paşa karısı ile kızını eğlendirmek için tutulan çıtkırıldım Yusuf'un aşkı uğruna giriştiği maceralar sonucu bir hürriyet kahramanına dönüşmesi, istibdat döneminin traji komik karakterini yansıtan akıllıca bir detaydı.
Oyunculuklar tatmin ediciydi; her biri ayrı bir karakter yaratmış bence, orkestra da güzel eşlik etti.
Beğenerek ayrıldım; epey uzun olmasına rağmen sıkılmadığım bir oyundu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder