2328

(07 KASIM CUMARTESİ)

Dinlenmiş uyandım, rahatlamış ve memnun.
Kahvaltıya erkek arkadaşıma gittim; dünyanın en şahane dev kahvaltısını bir tek o yapar çünkü!
Bu sefer çıtayı epey yükselttik: yumurtalı ekmekler arasında sucuk dilimleri ve eriyen peynirle yaptığımız ağız sulandıran tost ile tam bir girişimci kahvaltısı!

Dedikoduları heyecanla verdim, herkesin fotoğrafını gösterip tiplemeleri gülerek anlattım. Kahvaltıdan sonra fazla mayışma vaktimiz kalmıyordu; çünkü öğleden sonra arkadaşlarla tiyatro planımız vardı. Kimselerin yıllardır bilet bulamadığı efsane oyun Profesyonel'e 4 bilet!

Erkek arkadaşımın eski ev arkadaşı bal şeker insana ayarlamaya çalıştığım bir kız, nedense bir araya geldiklerinden beri bir suratsız bir sevimsiz davranıyor. Çözemedim neden heyecanlı ve mutlu değil; çok yakınıyordu uzun süredir hayatında doğru düzgün biri olmayışından ama şimdi de varken memnuniyetsiz. Sürekli çocuğu eleştiriyor, bir şeylerini beğenmiyor gibi, uyuz olduk.

Yine de gün keyifli geçti; oyun 2 saate varan süresini tek perdeye sıkıştırmasıyla beni bir parça sıksa da iyiydi. Oyuncular alıp götürdü, hikaye zaten çok enteresan: yıllardır sizi her yerde takip eden bir gizli polisin, sonunda bir gün karşınıza çıkıp biriktirdiği anıları önünüze serdiğini düşünün... 5 yıl evvel bilmem nerede bir barda ettiğiniz sohbetler kayıt edilip kitaplaştırılmış, 2 sene önce trenden düşerken kaybettiğiniz babanızın köstekli saatini o alıp saklamış...

Bir bavul şemsiye, eldiven, şapka ve 4 kitapla kapınızı çalıp sizi size anlatıyor. Arka planda sosyalist Balkan tarihi, otoriter komünist rejimde baskı altında yaşayan bir yazarın öyküsü...

Çıkışta hem bira içip hem de lezzetli bir şeyler yiyebileceğimiz bir yer aradık: yahu bu Mercan'ı neden daha önce denememişiz?! Masalardaki midye dolma çanakları fena irade kırıyor, çıtır çıtır gelen barbunlar ve hamsi tava ağzı sulandırıyor, midyeler kocaman ve sulu, balık ekmek mis gibi. Bira yanında hapur hupur götürdük, bir yandan doğum günü planları yaptık-pek de keyif aldık!