8 Kasım 2015 Pazar

2327

(06 KASIM CUMA)

Eğitimin son günü, artık 3yıllık finansal tablomu düzgünce çıkarabilecek düzeydeyim.
Sanırım 13 yıldır matematikle alakam yoktur; çarpım tablosunu filan unutmuşken birkaç günde nerelere geldim!
Yarım gün bir mali müşavirden bilgi alıp, iyice kendimizi iş kurma fikrine yaklaştırdık.
Önceden ne kadar zor gelirdi bu hukuki mevzuat, ürkütürdü beni devlet dairesindeki işler...
Bugün kendime çok daha fazla güveniyorum; bu işi sürdüreceğime inanıyorum.
En büyük kazancım bu oldu sanırım, bir de devleti hep düşman görüyorduk ya-eğer devletle iş birliğinde ilerleyip her kapıyı zorlarsam bir takım teşvikler alabileceğimi gördüm.

Hocama ne kadar teşekkür etsem az-yine çok değerli ve tatlı bir hocaya denk gelmem de ayrıca ne büyük şans!
Eğitim hayatım boyunca tüm hocalarımı içtenlikle sevdim ve hepsinin bana kattığı çok şey var.
Geçen sabah da kapıda Betül Hoca'yla karşılaştık. Mimar Sinan'da en sevdiğim dersi bana o vermişti; Çizim Anlatım Yöntemleri.
Birçoğu korkardı ondan, eleştirisi sertti genelde ama ben en çok onu severdim nedense.
Bu kadar naif, zevkli, akıllı ve yetenekli bir kadın olur mu?!
Hayat hikayesi apayrı zaten: gençliğinde Led Zeppelin'e albüm kapağı tasarlamış, şimdi Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölüm Başkanı, yakında çıkacak yeni Erkin Koray plağına yaptığı illüstrasyonla konuşulan efsane bir kadın.
İmzalı plak sözü aldık!

Bu eğitimi veren hocamız da eski finansçı, üst düzey yöneticilik yapmış, şimdi bizlere son derece samimi bir tavırla, hiç araya duvar örmeden iş planı hazırlamayı öğretiyor. Tabi dersin çoğu onun tecrübelerinden alıntılarla, bizden gelen soruların yönlendirmesiyle doluyor.

Mülakatta adeta tehditkar tavırlarla bize bu eğitimin ciddiyetini belirtmişlerdi; giriş ve çıkışta parmak izimizin alınacağını ve yoklamadaki imzalarımızla karşılaştırılıp İşkur tarafından denetleneceğini biliyorduk. Buna rağmen zorunlu saatlerde bahaneler uydurup izin alan, hatta izin almaya tenezzül etmeden ortada kaybolan, her aradan geç dönen arkadaşlar vardı aramızda. Sonunda İşkur tarafından uyarı almış hocamız, fazla tolerans gösterdiğinden suçlu durumuna düşmüş oldu. Laf işitmiş olmasına gerçekten üzüldüm açıkçası; alt tarafı 9 günlük bir eğitime bile tam katılım gösteremeyen insanlar nasıl iş disiplini oluşturacak?

2.yarıda Kosgeb görevlisi bizlerle kısaca görüşüp bilgi verdi, biraz da ne yapmak istediğimizi sordu. Sıkılıp yerinde duramayan 2 Boğaziçili arkadaş da adam sınıftan çıkar çıkmaz çantalarını sırtlayıp gitmeye kalkıştılar. Hoca haliyle isyan etti hafif yollu; bir vedalaşmadan mı gideceklerdi? Daha bir günaydın bile demeyen, hatta hiç göz göze gelmediğimiz yazılımcı çocuklar sınava yetişmek için apar topar çıktılar, bu siteme hiç aldırış etmeden.

Bazıları tümüyle eğitime katılırken bazılarımız arka sıralarda pinekleyip herhangi bir varlık göstermeden zoraki tamamladılar bu 9 günü. Herkesin yaptığı kendine, her zaman...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder