(10 EKİM CUMA)
"Bugün cumaymış!"
Cuma gününü kahvaltı tembelliğine ayırmayı düşünmüştük; öyleyse başlasın!
Sabah erkence uyandım ve heyecanla Kadıköy'de beni bekleyen sevgilimin yanına vardım. Hava kapalı, puslu ve serin ama öğlene açabilir-üzerime deri ceketimi aldım ama güneş gözlüklerimi de unutmadım.
Galata Aheste'de Alaçatı kahvaltısı bir efsane-ama bu kez hayvan gibi yemesek daha iyi diye düşünerek Aheste'yi pas geçip Tophane yokuşlarından bir bisiklet, iki sevgili, üç kuş hep beraber Cihangir'e tırmandık. Cihangir'e varınca, doğumgünümde deneyip sevdiğimiz Cuppa ile White Mill'i denedik-kapı duvar. Bohem mahalle vesselam; öğlenden evvel açmıyor kahvaltısıyla ünlü mekanlar!
Terlemiş ve aç bilaç kendimizi Van kahvaltı Evi'ne attık son dakika. Kahvaltıya ulaşmak biraz uzun ve zorlu oldu anlayacağınız-ama en güzelini bulduk sonunda! Yabancı turistlerle dolu mekanda masamızı çeşit çeşit peynirlerle, murtuğa, jaji gibi en sevdiğim yöresel kahvaltılıklarla donattılar-özlemişim!
Karnımızı doyurduktan sonra Beyoğlu'nu boydan boya aşağı indik ve biz gelmeyeli pırtlayan yeni dükkanlara şaşkınlıkla baktık. Özel çekirdekler getirerek eğitimli baristalarıyla hizmet veren yeni nesil kahvecileri fena keşfettiler son zamanlarda- her yeri dilim pizza ve minik kahve dükkanları sardı. Karaköy'e inip Karabatak'ın o her daim kuytuda, loş ve serin masalarından boş bulduğumuz birine oturduk. Buranın kahvelerini mekanın yayılışını çok seviyorum, yalnız hep üşüyorum nedense.
Yanımızda getirdiğimiz envai çeşit gazete, bilim teknik eki, film ekimi broşürü ve mizah dergisine göz atarken birer latte söyledik. Ardından geldiğimiz yoldan gerisin geri Kadıköy'e dönüp bu keyifli günün birlikte geçirdiğimiz kısmını sonlandırdık.
Ama bu kararsız sonbahar günü benim için henüz bitmemişti; kuaföre gitmeyi sürekli erteleyip sonunda bu akşamüstü saçını kestirmeyi kafasına koyan kuzenimin yanına uğramaya karar verdim. Çıkmasını beklerim derken, kendimi nemlendirici maske yaptırırken buldum. Güzelleşen saçlarımız yorgunluğumuzu gizleyebilir diye umut ederek tekrar Kadıköy'e geçtik-bir arkadaşımız bizi bekliyordu.
Geceyi fazla uzatacak halimiz kalmamıştı ama, bir şeyler içip sohbet etmek hepimize iyi geldi. Karga'nın bahçesine kurulup Peyk konserine gitsek mi diye konuştuk. Birlikte soğuyan sonbahar günlerinde yapmak istediklerimizden konuşup biraz dert dağıttık, sonra da bir güne bu kadar gezmek yeter deyip eve döndük...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder