(05 EKİM PAZAR)
Sabah heyecandan erkenden uyandım, yataktan fırlayıp çabucak hazırlandım.
Kahvaltıya arkadaşlarımızı çağırmıştık, ben de kesikli biber ve muhammara hazırlamıştım dün akşamdan. Poğaçaları zaten fazladan yapmıştım, elinden her iş gelen erkek arkadaşımın da herkesi memnun edecek bir sürü şey hazırladığına emindim...
Sofrayı görünce hiç şaşırmadım: peynir tahtasının iki yanına hazırladığı kahvaltılıkların en özelleri belki de kuru domatesli sarımsaklı tereyağı ile fırından mis gibi kokusu gelen tazecik ekmeklerdi.
Birer kadeh Sekt ile davetli arkadaşlardan birinin geçmiş doğum gününü kutlayıp masaya gelen sıcak menemene saldırdık!
Keyifli sohbet akşamüstüne kadar uzadı, ardından sinemada biraz gülmeye karar verildi. Bir istisna yapıp Cem Yılmaz filmi seyrettim, sonuna doğru salondaki kalabalıktan ve havasızlıktan bunaldım.
Temiz havaya çıkınca bir nefes aldık, üstümüzü değiştirip geceye hazırlanmak için eve uğradık. Şimdiden yorgundum ama, bordo topuklu ayakkabılarımı giyip bordo rujumu sürünce hemen canlandım!
Bir avazda İstiklal'e geçtik ve geçer geçmez fark ettik ki etraf apaçi kaynıyor, arabalarıyla kırolar basmış şehrim merkezini-her bayramda ve yılbaşında olduğu gibi. Kısa yoldan Muaf'a birer bira içmeye oturduk, hava biraz serin, hepimiz biraz enerjisizdik.
Hayal'e gece yarısı gibi girip Erdem başlayana kadar Lynyrd Skynyrd ve Stevie Ray çalması bana çok hoş sürpriz oldu. Repertuar değişikliklerini biraz yadırgamış olsam da, eşlik edebildiğim şarkılarda dans edip eğlendim. Ünlü kategorisinin bu geceki konuğu Ahmet Uğurlu idi-kendisini severek gözetledik.
Ama sabahın köründe başlayan günü ertesi sabahın körüne kadar uzatmak pek iyi bir fikir değilmiş-sabaha karşı bitik vaziyette eve döndük. Topuklu ayakkabıların yasaklanmasını destekliyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder