İstiklal'in ortasında iki adımda bir durup, kimselere aldırmadan, sitemli bakışlarla konuşuyor, birbirimize kendimizi açıklamaya çalışıyorduk:
"Ama... Sen bana dans etmeyi beceremiyorsun demiştin-Ben de utandım bir daha yanında dans etmeye!..."
"Nasıl yani-ciddi misin? Şaka yapmıştım yahu, çok hoşuma gitmişti o gece senle dans etmek!"
Hafif uykulu, hafif kaprisli ama içten içe çok mutlu ve biraz da sarhoştuk:
"Benim için ne kadar zordu biliyor musun Gogol konserine gelmek...? Sen o kadar beğeniyordun ki o adamı-hep anlatmıştın bana onu ne kadar çekici bulduğunu, nasıl tanıştığını... Evet bana da bir bilet almıştın ama, dedim şimdi ya konuşursa o adamla, beni unutup giderse ben ne yaparım...? Ama bu korkuyu aşmak için yine de gelmek istedim o konsere..."
"Canım benim! Ama ben sana anlatmamış mıydım, aramızda hiç bir şey olmamıştı ki, sadece konuşmuştuk..."
"Bilmiyorum ki-ama işte, geldiğimde kıskanmama hiç gerek olmadığını gördüm; sen sahneye bakmak yerine bana döndün, benden hiç ayrılmadın, onla ilgilenmedin bile!"
"Tabii ki öyle yapacağım! Sahnede senden daha çekici bir şey görmedim ki ben!"
Dans etmeye çıkmayı planladığımız geceyi eve bir an önce varmaya çalışarak tamamladık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder