(27 HAZİRAN PAZAR)
Birkaç günün yorgunluğu, uykusuzluğunun ardından bu sabah dinlenmiş ama hala enkaz gibi uyandım. Artur'da hazırladığımız kahvaltılara bayılıyorum; Ege'nin yöresel peynirleri, zeytinleri, karadut reçeli ve mis gibi havada kuş sesleri...
Sahile gitmek için hazırlandık ve indiğimizde bomboş bulduk. Tam sandalyelerimizi kurup denize ayaklarımızı sokmuştuk ki- jandarmanın anonsu ile bugün sokağa çıkma yasağı olduğunu hatırladık!
Bunu tamamen unutmuştum, daha doğrusu sitede komşulara veya markete gidebiliyorken denize girmenin yasak olmasını aklımız pek almıyordu. Alman kimliği sağolsun, jandarmayla konuşup kalabildik. Yoksa bu bunaltıcı sıcakta eve geri dönmek üzücü olacaktı.
Sonuçta koskoca kumsal bize kalmış oldu, denizin hayal edilemeyecek kadar ılık olması da cabası! Akşamüstü imbat çıkar dalgalanır dedim, o da olmadı, garip bir şekilde sakin dümdüz ve sıcaktı gün boyu.
Fazla yüzemesem de çok iyi geldi tabi, bir de heyecanla beklediğim kitaba başladım.
"Sadece Aşk ve Ölüm değiştirebilir her şeyi."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder