(27 MART CUMARTESİ)
Gece sıkıntılı geçti, kaygılarım tavan yapınca uykusuz kaldım ve sabah ağlayarak bir rüyadan uyandım.
Çok uzun zamandır böyle içten ağlamamıştım, sonra günün tarihini fark ettim.
Hiç dışarı çıkacak halim yoktu, ama zorla kendimi toparlayıp hazırlandım. Annemle kahvaltı planımız vardı; yarınki doğum gününü önceden kutlamak için.
Kahvaltı son günlerde yiyebildiğim tek öğün gibi; aslında sadece peynir, yumurta ve ekmek türevleri ile beslenmeye başladım. Beni hiç hayal kırıklığına uğratmayan mekana geldik; Erenköy tarafındaki eski fırına oturduk. Yine her şey nefisti, yalnız yedikten sonra biraz tansiyonum düşüyor sanırım birden fenalaşır gibi oluyorum.
Kendimi zorladım, kalkıp yürüdük, mağazalara baktık, hatta kendimize bir şeyler bile aldık. O kadar iyi geldi ki hayata karışmış olmak. Bütün havam değişti, eve yürüyerek dönmek fazla zorladı sadece. Zor geldi yokuş çıkmak, sonunda eve girdiğimde bayılacak gibiydim.
Kendimi 10 dk dinlendirme şansım oldu, ardından toparlanıp Emirli'ye yola çıktık. Bizi çok özlemiş ve evi talan etmiş bir ufaklıkla anası bizi bekliyordu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder