(01 MART PAZARTESİ)
Ertelene ertelene yılan hikayesine dönen normalleşme süreci, halen belirsizliğini korurken, ruh halimiz de iyiden iyiye robotik bir uyuşukluğa evriliyor...
Hepimizin zorlandığına eminim ve ben de artık bunalmış vaziyetteyim. İnsanların gülüşünü görememekten, arkadaşlarımla bir kadeh eşliğinde sohbet edememekten bıktım. Hayatta kalıyoruz çok şükür - de bu hayat mı?
Hoşnutsuz bir gecenin sabahında erkenden kalkıp toparlanıp çıktık, sabahları buz tutuyor arabanın camı. Eve geldiğimizde her zamanki işler bizi bekliyordu, biraz gecikmeli ama sağlıklı bir kahvaltıyla işlere başladık. Bahar detoksuna yavaştan giriş yapıyoruz Mart'la beraber.
Mart demişken, yeni başlayan ay için niyetlerimi yazdım, yazarken içimdeki dileğin ne kadar kuvvetli olduğunu hissettim. Umuyorum olacak bu kez, umuyorum bu en sevdiğim mevsimde gelecek...
Akşama doğru biraz üstüme yığılan işlerden yorgun düşmüş, güçsüz hissediyordum yine kendimi. Bir kişi kaç şeyle aynı anda uğraşabilir ki? Ama bu çağda hepimiz multi-task yaşamaya zorlanmadık mı?
Sadelikle gel Mart, ilhamlarla gel!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder