(26 MAYIS SALI)
Dinlenmiş ve keyifli başlayan, ama çok stresli devam eden ve beni tüketen bir gün oldu...
Sabah iyileşmiş uyandım ve güzel bir kahvaltıdan sonra azıcık dinlenme izni verdim kendime. Mide rahatsızlığımdan sebep istediğim kadar iş çıkaramadım bu tatilde, yapacak bir şey yok artık. Öğlen evi topladım, dolapların içini biraz düzenleyeyim dedim. Masa başına oturup müşterilere cevap yazmaya başladım, ama bir anda 100tane mesaj yağdı sanki. Sipariş, iptal, gönderi, eskizleri fikir değiştirenler ve tekrar tekrar fikir değiştirenler derken bir türlü toparlayamadım aklımdaki işleri. Akşamüstü güneş açınca güzel havayı kaçırmayalım dedik, hem köpek beslemek için hem de biraz yürümek için çıktık. Gerçekten iyi geldi, bizden önce başkalarının köpeklere mama bıraktığını görmek de çok sevindirdi.
Akşam mangal yakıp tam biraz keyfimize bakacaktık ki; bir anda nasıl olduysa bahçe çitinin yanından yamuk bir kuyruk geçtiğini gördüm-o an şoke olduk-Dirmit!??
Dirmit kız ne ara bilmem, kapıyı aralık unutmuş olacağız ki kaçıvermiş de etrafta geziniyor! hemen kalktık peşinden gittik, çağırdık ama gelmedi, bizden korktu nedense. Zaten kedicik henüz tam bir güven geliştiremedi bize, göz damlası yaparken filan sanırım canı acıyor korkuyor diye, bir de önceki travmasından dolayı tam alışamadı daha. Derken dakikalar içinde Dirmit'in ön bahçeye koşması, o sırada dev köpek Joker'in ona doğru koşması bir oldu. Panikleyip yakalamaya çalıştık ama bir türlü tutamadık, hayvancağız korkuyla bir o tarafa bir bu tarafa kaçıyor, Joker'i ensesinden yakalayıp çekmeye çalıştık, bir an kapıverecek sandım ödüm koptu. O sırada neyse ki üstümdeki hırkaya takıldı da koşamadı Dirmit kız, karga tulumba alıp eve sokabildim. Bu arada diğer kedilerin de meraktan üşüşmeleri ve aslında oyun oynamak isteyen Joker'in ayarsız hareketliliği işleri iyice karıştırdı tabi. Dirmit'i saklandığı depoda kıstırıp yakalamaya çalışırken Hakan'ın eli 3 yerden ısırıldı. Sonrasında epey kötü oldu, şişti ve ağrıdı bütün gece.
O esnada ben kediyle kapı önünde sakinleşmeye çalışırken ikimizin de kalbi küt küt atıyordu, zavallı hayvan korkudan ölecek sandım. Bir müddet kendimize gelemedik, nasıl olduğunu anlayamadan olup bitti her şey bir anda. Masayı topladık içeri girdik, buz koyduk ama yaralı el giderek sancımaya başladı.
Gece yarısı evi toparlayıp dönüş yoluna çıktığımızda en kötü halindeydi sanırım, zor geldik, bir de kapı önünde Fındık kız bize ekstra stres yaşattı. Evde bizim kediler aslında uslu durmuşlardı, ama geldiğimizdeki stresli halimizden tedirgin oldular ve ilgi gösteremeyince onlara, bizi cezalandırmak istediler. Gece yarısından sonra saat 3e kadar kum temizledim, etrafı süpürdüm, minder ruloladım, örtü silkeledim, kedilerin suyunu mamasını tazeledim. Sabaha karşı da huzursuzluktan uyku tutmadı, bölük pörçük kaygı içinde uyuduk. Gerçekten çok zor bir geceydi, hem yorgunluktan bittim hem de içim bir türlü rahatlayamadı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder