16 Temmuz 2018 Pazartesi

3307

(15 TEMMUZ PAZAR)

Dün akşam birlikte bir film izledik; son yıllarda fazlasıyla çekilen teknoloji hayatımızı nasıl ele geçirdi ve sosyal medya bizi nasıl köleleştirdi, filmlerinden biri. Bence iyiydi, cidden böyle yaşayan insanlar var, çok da kurgu sayılmaz yani. Herkes aşırı derecede sosyal olma yarışında gibi geliyor...

Sabah uykumu almadan kalktım, misafirimiz hava alanına yetişeceği için kahvaltı hazırladık hemen. Büyük kahvaltı sofralarını herkes gibi ben de çok seviyorum, arkadaşımızı uğurladıktan sonra kendimi çok yorgun hissetsem de uzanmadım. Biraz işimle gücümle ilgili paylaşımlar yapayım dedim, epey de vakit alıyor bu sosyal medya işleri...

Öğleden sonra dün akşam sahile gelemeyen arkadaşlarımızla sözleştik, bu akşam yemeğini çimenlerde yiyelim diye. O köfte ve salata hazırlayacaktı, ben de köpoğlu yapmaya karar verdim. Evde kalan son patlıcanlarla biberleri bir güzel kızartıp yoğurtladım ve üzerine domates sosu pişirdim, mis...

Sahile oturmamız geç oldu biraz, ama güzel de oldu. Birayla köpoğlu nasıl güzel gidiyor-karpuzumuz da varsa tam a la Turca! İleride vücut çalışan varoş delikanlılar, etrafta müzik dinleyen tipler, yayılan çiftler, kart oynayan cips yiyen gruplar, ortam İsviçre-değilse de işte bizim buralar...

En sevindireni de; Tosalak ölmemiş! O yolda gördüğümüz bir başka kedinin cesediymiş meğer, hiç ummuyordum da çok şaşırdım. Ayıp belki, ama insan hep bağ kurduklarına üzülüyor daha çok ne yazık ki. Yıllardır sevip beslediğim, dünya tatlısı Tosalağımı yine köşesinde görmek beni çok mutlu etti gece gece. Daha ne isterim bu hafta sonundan!

Eugene'in üzerimdeki beyaz bluza karaladığı "Stay strong sweet baby" yazısını bulacağım dolabın diplerinden, tekrar okuyup hatırlayacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder