(04 TEMMUZ ÇARŞAMBA)
Bu hafta çok hareketli geçiyor, yetişmesi gereken ve önceki siparişlerin arasına giren acil gönderileri hazırlıyorum. Tatil dönüşü klasik yoğunluğun biraz daha üzerinde bir tempoda gidiyor işler bu ay...
Hafta ortası akşam kendime bir kıyak geçmeye karar veriyorum ve arkadaşımla rakı içmeye oturuyorum-hem de sanırım evlendiğimden beri ilk defa, kocamı evde bırakıp dışarı çıkıyorum.
Bekarlığın keyfini süreyim bir akşamlığına-ne olur?
Livane, Kadıköy'ün salaş meyhanelerinden biri, eski Shaft'ın sokağında. Shaft'ın eski olması ne kadar içimi burksa da, hala Kadıköy akşamlarının ayrı bir havası var; samimi, boş vermiş, her şeye rağmen...
Kız kıza rakı sofrası kuruyoruz; beyaz peynir ve kavun mis gibi, çiroz gayet lezzetli ama levrek marin fazla tuzlu geliyor, topik fena değil-ama zaten burada beklentiler yüksek değil. Sohbet, her zamanki gibi yine ortak tanıdıklardan açılıyor, artık görüşmediğimiz, haber dahi almadığımız eski grup arkadaşlarından. Biraz hayatlarımız, biraz hayallerimiz derken gece yarısına yaklaşıyor saat.
Eve dönerken biraz huzursuzum, hem yarım bıraktığım ayakkabı boyama işinden, hem de sigara dumanına maruz kalmış olmaktan, belki biraz da eve geç kalmış olduğumdan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder