23 Mayıs 2016 Pazartesi

2523

(21 MAYIS CUMARTESİ)

Çok sevdiğim, ihtiyacım olan ve hiç bıkmayacağım bir şekilde başlıyor bu cumartesi günü: sahilin tenha bir yerine attığımız sandalyeler üzerinde sakin bir kahvaltı pikniği ile...
1 şişe şampanyamız ve 1 termos kahvemiz var, salatalık domates biber doğramışım, akşamdan börek sarmış sabah fırına vermişim, hava serince ve kapalı, tam sevdiğim gibi bir gün başlıyor.
Sahilde yalnız değiliz; tek gözü olmayan kediyi besliyoruz, sonra beyaz zayıf kediyi, peşinden sevimli olan alacalı kediyi, sahipli mi anlayamadığımız köpeği ve kalan peyniri kargalara paylaştırıyoruz.
Ayaklarımız çimene basıp ferahladıkça içimiz tazeleniyor, öğleden sonra artık hafta içini geride bırakmış bir huzurla kalkıp sinemaya gidelim diyoruz.
Aklımda bir film vardı festivalden: Yeni Ahit.
Doğru adı: Yepyeni Ahit, ki bu daha esprili bir isim.
 Tanrı Brüksel'de loş ve salaş bir evde eblek karısı ve küçük kızıyla birlikte yaşayan sinir bozucu bir adamdır... Tavana kadar çekmecelerle dolu arşive benzer odasına biz fanilerin yaşamlarını bilgisayarından idare etmektedir.
 Bütün gıcık kuralları koyan kendisidir: her zaman yan sıranın daha hızlı ilerlemesi ve reçelli ekmeğin hep reçelli tarafının yere yapışacak şekilde düşmesi gibi... Çabuk sinirlenen uyuz herifin teki olduğunu söylemiştim!
 Aptal ve zararsız görünen tombul karısının odasına girmesine kızmaktadır. Filmin sonunda ise bu kadıncağızı fazla küçümsediğimizi hissederek, "tanrı" yerine "tanrıça" önderliğinde dünyanın nasıl rengarenk ve umutlu bir yere dönüşeceğini izliyoruz.
Asi ve zeki küçük kız, babasının bilgisayarına girerek bazı insanlara ölüm tarihlerini mesaj atınca, işler epey karışır... Savaşlar durur, insanlar işini gücünü bırakıp hep hayal ettikleri şeylerin peşine düşer ve elbette tanrı öfkeden deliye döner; artık kontrol onun elinde değildir!
 Kendi mucizelerini yaratan kız, abisi JS(İsa)dan aldığı yardımla, babasına isyan eder ve çamaşır makinesi tünelinden evden kaçarak dünyaya iner. Önce "yepyeni ahit"i için önce bir yazıcı bulur,
Amacı abisinin 12 havarisini 18'e tamamlamaktır, bunun için rastgele insanlardan seçmeye başlar... Tek kolu protez genç bir kadın, yaşlı ve evliliğinde mutsuz zengin bir hanım, parktaki kuşla konuşmaya başlayarak dünyayı gezen adam, kadınları düşünmekten kendini alamayan adam, öldürmeyi alışkanlık haline getirmiş katil ve kız olmak isteyen oğlan çocuk onun havarileri olurlar.
Tanrının kilisede dayak yemesi gibi komik yerleri olan bu cesur ve absürt film düşük temposuna rağmen hoşumuza gitti.

Çıkışta Ahbap'a uğradık, yağmur başlamıştı ve biz çok mutluyduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder