(12 AĞUSTOS ÇARŞAMBA)
Hungry Hearts; sağlıklı yaşam meselesinin artık bir manyaklık haline gelmeye başladığı ve organik beslenmenin içinin boşaltıldığı günümüzde, yeni anne olan vegan bir kadının bebeğini modern şehir hayatının tehlikelerinden, pisliğinden korumaya çalışmasını anlata değişik bir film.
Bebeği önce birlikte dış dünyadan korumaya çalışan ebeveynler, dışarıdan geleni elini yüzünü yıkamadan bebeğe yanaştırmayan, ziyaretçilerinin cep telefonlarını üst kata çıkarmalarına mani olan biraz fazla endişeli modern bir çift.
Zamanla 7 aylık bebeğin henüz hiç evden çıkmamış olması, çatı katında annenin yaptığı minik serada yetiştirdiği sebzelerle beslenip ilo alamaması, babayı dışarıdaki tehlikeli dünyadan daha fazla endişelendirmeye başlıyor.
Çocuğu için her şeyin en iyisini bildiğini iddia ederek doktorları reddeden anneyi kandıran baba, bir gün bebeği kaçırarak doktora gösterince gelişiminin çok geride kaldığı teyit edilmiş oluyor.
Sonrasında biraz gerilimli, biraz hüzünlü bir dönem başlıyor; çocuğunu çok seven anneyi ondan ayırmak haklı mı? Kendi prensiplerine göre büyüttüğü bebeğinin gelişimini olumsuz etkileyen anne haklı mı peki? Çocukların iyiliği kimin sorumluluğunda? Yoksa geyikleri avlayan ve tavada cozur cozur et kızartan insanoğlu barbar mı?
Sağlam sorular sorduran iyi bir film izledim bu akşam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder