Terlemekten ziyade damla damla eriyerek Kadıköy'e gidip geldiğim öğlen üzeri, toz almak ve yerleri süpürmekle devam etti. Ev hanımlığında bir seviye daha atlayarak lavabo ovdum, herhangi bir odaya ait olmayan türlü ıvır zıvırı ortadan kaldırmaya çalıştım ve koltukları salonun öbür ucuna taşıyarak evin şeklini şemalini değiştirdim. Hatta orta masası ile fiskosa ve girişteki komodin ile zigon sehpalara hangi dantelleri örtsem diye bile düşündüm. Yarın akşam için masa örtüsü, tabak takımı ve peçetelik seçtim.
Sanırım beni ele geçiren bir anne ruhu var içimde!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder