25 Mart 2012 Pazar

1005

(24 MART CUMARTESİ) 

  "Geleceğin ressamı, renkleri daha önce kimsenin yapmadığı gibi kullanan biri olacak." 

 Bu cumartesi farklı bir şeyler yapalım, dedik ve Karaköy iskelesinin yanında deniz kokulu doyurucu bir kahvaltı ile güne başladık. 

 Güneş bizi gülümsetmek ister gibi parlıyordu, ayaklarımız ara sokaklardan dolana dolana bizi Van Gogh sergisine götürdü, okumaya üşenip içeri daldık. 

 İçerinin karanlığında duvarlara ve yerdeki panoya bazen kolonlarla bölünüp parça parça, kimi zaman her birine ayrı bir resim yansıyordu. Hayretle döne döne etrafımıza bakındık, bir adamı anlamaya çalıştık. 

 Renklerin en parlağına cüret etmiş, meyvelerin çiçeklerin tazeliğini, Güneş altında çalışan köylülerin yorgunluğunu resmetmeyi yeğlemişti. 

 Etrafındakileri olduğu gibi değil, gerçekliklerini bir yana atıp kendi gördüğü gibi anlatmayı seçmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder