(30 AĞUSTOS SALI)
Beypazarı'nda ilk gün:
Evimiz; tam merkezde, caminin dibinde, sabah ezanında yatağımızdan fırlıyoruz ve banyomuz bir dolap-evet içinde hiç ışık olmadığından ve yalnız bir kişinin ayakta ancak sığabilmesinden dolayı bir dikey tabutu andıran içi fayans kaplı dar bir ahşap dolap...
Her nefes alışımızda gıcırdayan ve döndükçe göçen yataklarımız karşılıklı, pencere kenarında ve pencereyi açmayı denediğimizde-ki 35 derece sıcaklıkla baş etmek için ilk akla gelen yöntem oluyor-yatakta bacaklarımızı uzatamıyoruz...
Tuvaletler bu ilçede alaturka-öyle ki; umumi wc.lerde klozetler yalnızca yabancılar için, ayrıca kağıt atınca tıkanıp taşan bu tuvaletlerde çöp kutusu bulunmuyor...
Kaldığımız bu minicik eski Türk evinin üst katında iki yatak odası ve bir oturma yeri var, kenepelere yayılmak yerine kilim kaplı sedirde popomuzu düzleştiriyoruz. Alt katta çalışmayan bir eski radyo ve merdivene yer kalmış sadece, yatak odamızda yapma kırmızı güller ve nazar boncuklu süsler asılı, fakat aynamız yok!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder