28 Eylül 2011 Çarşamba

827

Her şey berbat gidiyor, hayatımdaki her şey baş aşağı devrilmiş ters gidiyor, düşüyor, kaybediyorum.

Dün gece rüyamda yine senle uğraştım, yine sana ulaşamadım.

Birlikte arabayla gidiyorduk, sen sürüyordun, okulun oraya geldiğimizde karşı yönden renkli bir minibüs geldiğini gördüm, içinde Eugene vardı. Sağa çektirdim arabayı, indim yürüdüm onlara doğru. Yolunu kestim onun, bütün çekiciliğiyle sırıtıyordu-biraz da sarhoş... Bir şeyler diyordu bana, içeri girdik sonra. İçerisi kalabalık. Bir bakıyorum ki ayağı kırılmış adamın nasıl olduysa-kanıyor, topallıyor. Yardım için bağırdılar, ben de koştum buz getirdim, bütün katları dolaştım aradım. Sonra bir torba buzu onlara bırakıp çıktım, birden aklıma sen geldin. Seni dışarıda unutmuştum! Panikledim, aradım, hala orada mısın diye düşündüm. Bana çok kızmıştın, baktım meğer 4 saat geçmiş. 4 saattir seni nasıl unutmuşum anlayamadım, açıklayamadım. "Beni bıraktın gittin." diyordun, sesin buz gibiydi, "Ben de gittim sonra." Korkuyordum, sen hiç olmadığın kadar uzaktın, "Lütfen gel!" dedim. Gelmiyordun. "Benden ayrılmak mı istiyorsun?" diye sordum, "Evet"dedin, buz kestim. "Lütfen yalvarırım geri gel, özür dilerim, nasıl oldu anlamadım 4 saat geçmedi ki içeride..." kendimi affettirmeye çalışıyordum. Ama olmadı.

Panikle uyandım, acıyla uyandım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder