Sarışın genç adam:
20li yaşların başında incecik sarışın bir çocuk, beni kibarca akşam yemeğine davet etti.
Yemekten önce Moda'ya götürdü, kendince keşfettiği güzel manzaralı banklarda oturttu, tereyağında çevrilmiş tatlı bademlerle dolu dondurmadan yedirdi.
Sonra Moda'daki havuzda yüzebilmek için senede kaç lira vermek gerektiğini öğrenmek istedi.
Bu akşam son derece zeki ve kültürlü bir genç adam beni doğru düzgün bir salata yemeye götürdü.
Bütün kapıları açtı, her seferinde sandalyemi tuttu ve ilk karşılaşmamızda kısık sesle bu akşam çok güzel olduğumu söyledi.
Enginar salatasının daha fazla kontrasta ihtiyacı olduğunu düşünüyordu, birkaç yıl içinde çok zengin olmayı hedefliyordu ve İstanbul'u insanlarından tanımayı planlıyordu.
Bu akşam kendinden emin, yaşından beklenmeyecek denli kendini tanımış bir çocuk beni doğduğum şehirde saatlerce gezdirdi.
Yürüyüşümüze kahve, ülserli genç mideler için çay, havuç ile karpuz suyu, bazen de Efes eşlik etti.
Sevişmekle sex arasındaki çizgiyi incecik çizerken kaybedilen ve bir daha asla geri dönülemeyen çocukluk masumiyetine benzetti.
Adım attığı her yerde kendini gösterebilecek ışığa sahip bu genç adam kendine güven dolu yaşam hevesiyle, hafif geleneksel yapısıyla hiç elden bırakmadığı nezaketiyle beni çok etkiledi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder