(06 AĞUSTOS CUMARTESİ)
"Bu, yanında geçirdiğim en kötü gece." dedim hüzünlü yüzümle.
"O kadar kötü mü?" diye sordu endişeli yüzüyle.
Anlatmaya çalıştım: "Bir dakika bile uyumadım, yanında yatmadım bütün gece, ağladım, kustum... Duymadın mı?"
Sessizlikte bir sıkıntılı iç çekiş.
"Önceden yanından kalkıp ağladığımda sana kızgın olurdum, belki söylediğin bir şey aklıma takılmış olurdu, hep bunu düşünmekten uyuyamazdım, ama bu sefer hiç biri yok!"
Anlatamazdım; saatlerce ağlamaya çalıştığımı ama göğsümdeki yudumu bir türlü yutkunamadığımı. Onu kendime çok yabancı gördüğümü, yeniden bu yatağa ve bu hayata ait olmadığımı hissettiğimi, onun çok değerli ve son derece çekici fakat benim gözümde her şeyi yapabilecek bir adam olduğunu, dolayısıyla ona asla güvenemeyeceğimi, onun da benle yetinmeyeceğini düşündüğümü, bir ilişkimizin olabileceğine inanmadığımı, sadece beni daha da fazla kırıp bir gün çekip gideceğini bildiğimi, aradığının ben olmadığımı ve benim gibi iki günde bir bozulan, ayarı hassas bir saatle yaşayamayacağını, ama onu severek hayata tutunmaya çalıştığımı...
Anlatamadım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder