(15 NİSAN PAZARTESİ)
Neden bu kadar kötü uyandım; hem boğazım biraz yanıyor hem de boynum tutuk ve başım ağrıyor...
Pek enerjik başlayamadım haftaya açıkçası, ama akşamüstü heyecan verici bir planım var.
Gündelik işlerimi ayarlayıp 17.30 vapuruna ancak yetişiyorum, istikamet Karaköy. Bir süredir görüşmediğim arkadaşım beni sanat günleri kapsamında bir kokteyle davet etmişti, epeydir uzak kaldığım sanat ortamlarına geri dönüş yapıyorum bugün. Pera Müzesi'nde Bedri Baykam'ın kısa konuşması ardından birer kadeh şarap alıp insanlarla tanışıyoruz. Soyadı Sepicigil olan biri, din üzerine araştırma yazdığını anlatıyor önce. Ardından sanat eleştirmeni bir adamla selamlaşıyoruz; ilgi çekici görünen kitaplarını ve yazılarını sonradan keşfedeceğim. Tülin Onat ile fotoğraf çektirdikten sonra kapı önüne sigara içmeye çıkıyoruz. Tam karşımızdan muhteşem güzellikte güneş batıyor, diyorum ki "Buraya biri şarap getirse ben burada bir saat takılırım..." Derken yanımıza eski bir tiyatrocu geliyor, içeride beyaz pos bıyıkları ve fötr şapka karizmasıyla zaten dikkatimi çekmişti. Bize katılıp bir sigara da o yakıyor, şarap içmek istediğini söyleyerek. Diğer tarafımızda bir başkası, derken kapı önüne sıralanan insanlar hepimiz aynı güzel anı paylaşıyoruz...
15 yıl evvelinden hayran olduğum ressamlar, eski kültür bakanı ve üst düzey pek çok kişinin bulunduğu bu ortamda olmak gerçekten ilham vericiydi, bu insanlarla tanıştığıma inanılmaz mutlu oldum ve çok şanslı hissettim kendimi.
Ardından Galata'da birer kadeh şarap içmeye oturduk, konuştukça hayatımın o kısır döngüsünden ne kadar bunaldığımı fark etmeye başladım. Meğer ne kadar da sıkılmışım yakın çevremdeki arkadaşlarımın hayatlarını dinlemekten, hep aynı giden günleri yaşamaktan...
Kendime bir çıkış yolu bulmak için çırpınıyordum daha birkaç ay önce, şimdi kendimi kurtardığımı hissediyorum ve geriye dönüp bakmak istemiyorum hiç.
Geçen senelerde çok kötü olan arkadaşımı da şimdi enerjik ve kendine güvenli görmek bana ilham verdi, tek başına hayatını ne kadar renklendirdiğini dinleyince onu çok içten takdir ettim.
İnsanlar isteyince neler yapıyor; kabuğuna tıkılmayıp dışarı çıkmak, insanlarla tanışmaktan korkmayıp kendini anlatmak çok iyi geliyor aslında. Dünya kocaman ve ihtimaller sonsuz, unutmamak lazım.
Daha güzel günlere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder