(18 KASIM PAZAR)
Bugün tabi hafiften after trip modundayım; hem akşamdan kalma bir yorgunluk var hem bir parça huzursuzluk...
Yağmurlu soğuk sonbahar havasında enerji toplamakta zorlanıyorum, kendimi mütemadiyen sorguluyorum.
Öğleden sonra evde kalmamak için dışarı atıyorum kendimi, dede ziyaretini bahane ediyorum.
Dedem artık bebek gibi oldu; bembeyaz saçları masmavi gözleri ve sessiz sakin oturuşuyla hafifledi, küçücük kaldı-içimi burkuyor. Bir yandan da bizler yaşlanınca onun gibi olsak şükür, diyorum.
Akşam eve döndükten sonra konuşmaya başladık; hep aynı konular dönüyor ve çıkış yok gibi gelse de, bir yandan da konuşmak her zaman iyidir, bilemiyorum ikilemli düşünüyorum sürekli...
Nilüfer dinleyip ağlamak istiyorum, kendimi bırakamıyorum.
Tam bir sonbahar yaşıyoruz, yaprak dökümü, toprak altına inme vakti...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder