(25 EKİM PERŞEMBE)
Bugün dışarı çıkmak ve bir yere yetişmek zorunda olmamanın tadını çıkarıyorum, evde keyifli bir geç kahvaltının ardından masaya kurulup balkabaklarımı boyamaya başlıyorum. Kendime zor da olsa, bir şekilde işleri ayarlayıp hobi zamanı yaratmak çok iyi geliyor...
Minik balkabağı antrasit, ortancası yanık turuncu ve büyüğü hardalımsı bej rengine boyuyorum. Tam güz renkleri, sonbaharın en sevilen objeleri... Fotoğraf çekimlerimde güzel duracaklar ve kendim yaptığım ilk seramik hamurundan biblolar olacaklar.
Yalnız düşündüğümden fazla zaman aldı, sonra da piyanomun başına oturdum. Eski parçaları tekrar ettikçe, geçen hafta bana karınca duası gibi gelen notları artık okuyabildiğimi fark edip sevindim. Birkaç yeni şarkıya çalıştım, keyfim yerinde.
Akşam yemekten sonra sevdiğimiz dizilerden birini açtık, 2 bölüm darphane soyguncu çetesini seyre daldık. Fazla popüler olduğu halde gerçekten sevdiğim nadir dizilerden-karakterler çok iyi.
Gece yarısı yine düşler bastı beni, uykuya dalmadan hayallere daldım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder