25 Ekim 2018 Perşembe

3409

(24 EKİM ÇARŞAMBA)

Aslında keyifli bir gündü, ona şüphe yok-öğlene kadar gönderileri ve günlük işleri halledip hastaneye uğradım, öğleden sonra da seramik atölyesine başladım.
İlk dersimde fincan yapmayı öğrendim, kulp takmayı ve tabanla birleştirmeyi, çatlamaması için püf noktalarını... Gayet sevimli insanlarla dolu huzurlu bir ortam, seviyorum burayı. Çamurun derinden gelen deniz kokusu çok hoşuma gitti, etraftaki her şeyi batırması bile.
İkinci eserim Güneş sistemi takı tabağı; emprovize bir çalışma oldu. Jamie Cullum dinleyerek Satürn, Mars ve Pluton yuvarladım avucumda, sonra balçıkla yapıştırdım tabağa-çok eğlenceli!

Bir yandan yine doktoru görmediğim ve dünden beri kesin bir cevap alamadığım için gergindim. Bu kadar zor olmamalı diye düşünüyorum. özel bir hastanede önemli bir test sonucunu doktorundan duymak. Sağlık sektörü en az gıda sektörü kadar sahtekar...

Hava döndü, soğuk bir rüzgar çıktı, zaten son haftalarda rahatsızım, bugün artık pes ettim. Akşamüstü kendimi hasta ve yorgun hissetmeye başladım. Tek ihtiyacım hayata bir es verip dinlenmek, kabuğuma çekilmek. Galiba son bir ayda kendimi fazla yordum, yıprattım. Hem çok koşturuyorum her yere, her şeye yetişmeye çalışıyorum, hem de duygusal dalgalanmalar beni yordu.

Akşam kedi sevgisi, sıcacık tarçın karanfil çayı, battaniye altı House seyretmek benim keyfimi yerine getirdi. Bir de, hiç vazifesi olmadığı halde sizin için endişelenen, yardım etmeye hazır olduğunu söyleyen insanlar olması güzel bir şeymiş hayatınızda...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder