(18 KASIM PAZARTESİ)
(...)
Bunların arasında; benim hayatımda kendine yer açmaya çalışan ve birlikte vakit geçirmekten gerçekten keyif aldığım biri var; fakat onun benle buluşmalarına yüklediği anlam benimkinden sanırım biraz daha fazla. Ne yapmalı nasıl anlatmalı da kendisini hayatımın bir köşesinde tutarak, onu hiç kırmadan bir mesafeye oturtmalı?
Ben ondan doğum günü hediyesi beklemezken mesela, o bir şeyler planlıyor kendi kendine, belki beni bir yerlere götürmeyi düşünüyor. Göz ardı ettiği şu ki; benim hayatımda öyle bir özgürlük alanı yok. İşlerimi ayarlasam bile ben birkaç günümü kendisiyle baş başa geçiremem, hayatımda ona böyle bir yer ayıramam çünkü. İşte pek güzel giderken böyle bozuluveriyor işler, birazcık çizgiyi aşınca. Şimdi kendini reddedilmiş hissediyor olabilir, bilemiyorum, ama ben bu "kendi isteklerinin karşılığını hoşlandığı kadında bulamayan erkek tripleri"nden hiç hazzetmiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder