10 Kasım 2013 Pazar

1599

(09 KASIM CUMARTESİ)

Sevgili günlük,
Ben yine acayip bir gece geçirdim; kendimi unuttuğum bir gece...
Biraz yorgunluğun, az da alkolün etkisi belki-yine de kabul etmeliyim: birinin bana böyle dokunmasını özlemişim.

Tanımadığım birinden, ne kadar özel ve onun gözünde ulaşılmaz olduğumu duymayı özlemişim, ellerimin ve ayaklarımın hayranlıkla öpülmesini özlemişim, yasak boynumun koklanmasını, yanımdaki adamın bana sokulmak için her yolu deneyip ısrar etmesini özlemişim.

28 yaşıma gelene kadar, alakalı alakasız pek çok kişiden duymuşumdur şu lafı: "Senin bir ışığın var..."
Kadınlardan, erkeklerden, bana asılmaya çalışanlardan, benden uzak duran içine kapanıklardan, hocalarımdan ya da arkadaşlarımdan hep duydum bu ışıldama mevzusunu.

"Ne kadar aydınlık bir yüzün var!" dediler.
"Sen herkesin arasında fark ediliyorsun, resmen ışıldıyorsun." dediler.

Shining seyrettik dün gece, tesadüfen.

Filmin sonunda bambaşka şeylerden bahsederken bulduk kendimizi; hiç tanışılmayan yahut kaybedilen babalar, Leonard Cohen ve Yavuz Çetin...
İki yazı okuduk ve birkaç bira açtık, bir çok da sigara yaktık söndürdük.
Biraz kaybolmuş bir adam, çok güzel bulduğu bir kadının yanında uyumak istemişse, günah mı?

...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder