8 Kasım 2011 Salı

865

(05 KASIM CUMARTESİ)

Mucha resimleriyle dolu sevimli bir cafede güneşli ve huzurlu bir kahvaltı; sanki pazar sabahı...

Bostancı istikametine doğru kış gelmeden yakalanan son güzel havalardan birinde uzun, aheste bir yürüyüş; eller belde... Çok sevilen sahilde bir Kasım öğleden sonrası yala yala bitmeyen çilekli dondurma sonrası yapış yapış öpücüklerle dolu bir iki saat; Güneş altında gevrediğimiz...
Acıkınca yengeç sepeti; keçi boynuzu gibi sulu ve tatlı bir öze ulaşmak için çabalamamızla kesilen parmaklar, kırılan kıskaçlar, devrilen biralar eşliğinde kahkahalar... Mavi yengeç kovasının dibini bulurken eşlik ettiğimiz neşeli, hüzünlü blues şarkıları...

Daha pek çok şey; izlenen ürpertici bir film, kaçınılmaz bir tartışma ve yatağa girince sımsıkı sarıldığım mis gibi kokan, alabildiğine pürüzsüz, kocaman bir sırt...

Ne dolu bir gündü!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder