Dönüş yolculuğunda kendime sorduklarım:
Neden kadınlar belli bir yaştan sonra çenesi düşük çekilmez yaratıklar haline gelirler?
Özellikle öğretmenlerse ve istediklerini yaşayamamışlarsa içlerinde kalanı kusarcasına neden hep çok ve boş konuşurlar?
Selanik'te yaşasaydım tepedeki o sevimli mahallede oturur ve duvarlara ben de anarşist fikirlerimi yazardım. Peki ben de o acayip soğuk kahveden pipetle içer miydim?
İstanbul'dan sonra her yer bana boş geliyor, hangi şehir onla kıyaslanabilir? Ne olursa olsun insan alıştığını mı sever?
Hayattan kaçmayı neden bu kadar seviyorum? Gerçekliğimden kopup bir süre düş kurmayı neden bu kadar istiyorum? Yolculuğu sanırım, bu arada kalmışlık duygusunu verdiği için seviyorum-zamanı durdurup gerçekliği değiştirdiği için.
Peki bu adamın ensesini neden sürekli ısırmak istiyorum? Ben manyak mıyım?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder