(17 NİSAN)
Dün komşularla hemencecik bir sofra kurduk, hava akşam soğuktu ama gündüz mis gibi bahardı bahçemiz.
Bir yandan içten içe beni endişelendiren şu 2 gönderiyi sürekli takip etmekten yoruldum ve artık umudumu kesmiştim. Bu sabah tam da düğününe saatler kala teslim aldığını görünce bir rahatladım. Ara sıra oluyor böyle beklenmedik stresler, yalnız bu seferki çok kıl payı geçti!
Bugün sakin bir pazar geçirmeyi umuyordum, ama yeni doğuran kedinin 3 yavrusunun öldüğünü, 1 tanesinin de kötü durumda olduğunu görünce bütün günümüz ona adandı. Önce sıcak su yapıp havluya sardık, bebek mamasıyla beslemeye çalıştık, hızlıca toparlanıp evin oradaki yeni doğuran diğer anneye götürmeye karar verdik. Bu kadar minik bir yavruyu yaşatmak çok zor, biliyorum ki tek şansı diğer annemin onu kabullenmesi, üvey kardeşlerinin arasına bıraktık ama, aklımız fikrimiz onda kaldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder