30 Mart 2020 Pazartesi

3933

Pazartesi olduğunu idrak edemiyorum, sanki pazar gibi geliyor bana bugün...
Gönderim hala takılmış duruyor ve çarşamba günü aldırdığımız kediciğin henüz tedavisine başlanmamış. Yarın röntgen sonucunu öğrenmek için arayacağım, umarım iyileşir.
Sabah erken saatlerde kötü rüyalardan sıkıntıyla uyandım, nefes alamıyordum ve içim kasvetle doluydu. Aklımda hep sorular beni köşeye sıkıştıran: "Artık en yakınım değil, ondan gizlediğim şeyler var... Peki neden saklıyorum, çünkü paylaşırsan incinecek, ya kızacak yahut küsecek... Neden kendimi buna mahkum ediyorum.. Yoksa sadece haksızlık mı ediyorum? Öyle ya ada böyle, mükemmel olmasa da hayatım bir şekilde geçiyor işte ve keyif almadığımı söyleyemem..."
Belki 2 yıldır cevap veremediğim sorular, korkak mıyım nankör mü ben de bilmiyorum inanın.
Kabuslarımda beni kovalayan düşman kim peki? Yüzleşmeyi beklerken dövüş öğrendiğim ve silah edindiğim kim?
Kahvaltıdan önce biraz da kendime gelmek ve karamsar ruh halimi dağıtmak için bulaşık yıkadım. Kahvaltıdan sonra da mutfağın raflarını indirip silip yıkayıp yeniden yerleştirmeye giriştim. Çok mu gerekliydi bilemiyorum, ama bu dönemde herkes gibi ben de ev temizliğine adandım biraz. Gerçekten de işe yaradı ve zihnimi bu dünyaya çekti ev işleri.
Sonra biraz fotoğraf editledim, öğleden sonra eve döndük. Yemek ve banyodan sonra öyle yorgun hissettim ki, bir şey yapacak halim kalmadı. Freud dizisinin ilk bölümünü açtık ve sütlaçlarımızı kaşıkladık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder