Sabah saati daha erken sanıyordum, 8:30 muş.
Hızlıca kahvaltı hazırladım kendime; ekşi maya ekmek üzerine birkaç dilim avokado ve peynirli çırpılmış yumurta, yanına yeşil çay.
Bu arada hala biraz hastalığın etkisi kaldı üstümde; sabah aksırıkları devam.
Annemle birlikte pazar alışverişine çıkacağız, pazartesilerin rutini gibi bir şey. Fakat hava o kadar sert bir soğuk ki; yüzüm donuyor. Özgürlük Parkı civarında kedilere mama bırakılmış görmek beni sevindiriyor. Tezgahlardaki rengarenk meyveler ve yeşil sebzelerden alıyoruz.
Pazardan sonra bir de Göztepe'nin sabit pazarı denen çarşısına uğrayıp kasaptan, yufkacıdan alışverişimizi yapıp saatimi tamire veriyorum.
Ev için 2 saatimi ayırdıktan sonra artık kendi işlerime başlasam iyi olacak. Ama önce bir kahve.
Geçen ay çıkan yeni tasarımların fotoğraflarını çekmek bu haftanın 1. planı; artık ertelemek istemiyorum. Bu hafta içi halledip satışa koymuş olmak niyetindeyim.
Evde 1 saatlik deneme yapıyorum; kısıtlı koşullarda büyük işler çıkarmaya çalışıyorum. İlk çekimler pek iyi gitmese de, sonra sonra güzel kareler çıkıyor ortaya. Öğleden sonra çekimi bitirdiğimde yemek molası veriyorum. Fotoğrafları editlemek de epey uzun sürünce, kendimi yorgun hissetmeye başlıyorum artık.
Akşamüstüne doğru enerjim düşüyor, Oscar'lara bakıyorum biraz. Sonra yine bir sürü müşteri ile yazışmalar, eskizler, derken akşama kadar her şey üzerime üzerime geliyor sanki. Günün finalini banyoyla yapıyorum, biraz sakinleşmeye ihtiyacım var uyumadan önce...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder