3 Ekim 2010 Pazar

467

Yaşanmayan bir ayrılığın hikayesi:

Çok korkmuş,
"Senden alacaklarım var" dediğimde.
Ne alabilir diye düşünmüş
İçi sızlayarak kendi kendine.
"Geceliğini alabilirdin, diş fırçanı,
Limon yağını alabilirdin benim o deyip,
Ama defterleri almandan çok korktum,
Vermezdim zaten." dedi yatakta.
Güldüm, aklıma gelmişti aslında,
"Gelip sana aldığım bardak altlarını
Yere fırlatır kırarım, sonra sana
Yaptığım T-shirtü keser parçalarım,
Defterleri de sayfa sayfa yırtıp
İşte şimdi sende benden hiçbir iz kalmadı!
Diye bağırıp kapıyı çarpıp çıkarım,
Diye düşünmüştüm." dedim, "Ama olmadı."

Olmadı.
Sarıldım bunun yerine, baktım
Tanıdık kokuyordu, sevdim
Söylediklerini asla unutmayacağımı
Affedemeyeceğimi bilyordum, yine de
Bırakıp gitmek istemedim, aslında
Üzmek de istememiştim onu hiç...

1 yorum:

  1. Bana sarılan kolu ıslanınca fark etti hemen ağladığımı.
    "Saçlarını dökmeye geldin sanıyordum" dedi, "Oysa yaşlarını dökmeye gelmişsin." Buruk bir gülüşle sustu sonra,"Saçlarını tercih ederdim." diye bitirdi.
    Daha da derine girdi bıçak, acı çeker gibi ağladım.
    "Bu akşam kapıdan girdiğinde çok güzel gözüküyordun." dedi. Hiç beklemediğim bu lafa hiç beklemediğim kadar gülümsedim, utanarak.
    "Çekimden geliyorum ya, ondandır." dedim çabucak, güzelliğime bir bahane bulmak ister gibi.
    "Sanmıyorum"diye diretti, "Geldin ya, ondandır."
    Geldim ya, her şey güzelleşti sanki, diye geçirdim içimden...

    YanıtlaSil