"Umrumda değil umrumda değil umrumda değil-
Yaşlandıysam, eskidiysem!
Umursamıyorum umursamıyorum umursamıyorum-
Hiç aklım yoksa!
Kaç git kaç git kaç git kaç git kaç git kaç git-
Uzaklaş evinden!
Korkuyorum korkuyorum korkuyorum korkuyorum-
Bir hayaletten!"*
Diye bağırıyordu hastalıklı genç adam, sesi radyo paraziti gibiydi.
Korktuğum hayaletleri düşledim, beni yıllardır takip eden.
Uzaklaşmak için evimden, nasıl kaçıp ona gittiğimi hatırladım.
"Evet sen, vazgeçmelisin her şeyden-
Kontrol edemediğin...
Ailenle başlar bu ve çok geçmeden
Gelir ruhuna...
Kendini kutsal hissetmediğinde
Günah işlediğini söyler yalnızlığın..."**
Diye mırıldanıyordu yaşlı adam, gülümseyerek, radyo tiyatrosu sesiyle.
Kutsal hissetmediğimi fark ettim, bırakmanın tutmaktan daha zor olduğunu...
Vazgeçmenin, her şeyden, sonunda kendin olan şeyden, "son" olduğunu...
*Nirvana'nın Breed şarkısından çeviridir.
**Leonard Cohen'in Sisters of mercy şarkısından çeviridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder