14 Kasım 2024 Perşembe

5487

 (30 HAZİRAN PAZAR)

Sangha ile yürüyüş meditasyonu için Belgrad ormanlarında buluştuk; su kenarında balıkçıl izleyerek piknik yaptık. Enneagram sohbeti edildi, Dharma ile yakınlaşmak çok iyi geldi. 

Dünkü yorgunluğumdan sonra hiç yapamam sanmıştım, bugün eve döndüğümde iyice pestilim çıkmıştı. Arkadaşlarımla bir araya gelince kendimi onlarla kıyaslayıp eksik hissettim; düzenimi kuramamış olduğumu, hayatımı istediğim gibi oturtamamış olduğumu düşündüm.

5486

 (29 HAZİRAN CUMARTESİ)

Full day of single parenting looks like:

Sabah sinirliydim, sonra toparladım kızlara daha iyi davrandım, evdeydik ama yoğun geçti. 6-7 kaka temizledim, havuzda kızları yıkadım, evi topladım, en çok da havuzu boşaltıp toplamak yordu. Çamaşır bulaşık yemek derken, onlar uyurken banyo yapacak enerjiyi zor buldum. 

5485

 (28 HAZİRAN CUMA)

Annem bu sabah tükenmişlik sendromu halinde bana geldi, aslında son derece haklı ve çok anlaşılabilir bir durum. Her gün sürekli aynı düzeni tekrarlamaya mecbur olmak, kızların aşırı yorması, bir yandan onların kreşte olduğu 3 saate hem ev işlerini hem ayakkabı gönderilerini sığdırmaya çalışmak için koşturmak... 

Bugünü değişik geçirelim dedik, caddede yürüyüş yaptık, ardından arkadaşım geldi, onu eve yolladım. Bizim mahallede kızlarla cafe ye ve parka gittik birlikte. Aslında ben de tükenmiş hissediyorum; hayatıma dair hiç bir ekstra heyecanım kalmadı, sadece vakit geçiriyorum sanki.

5484

 Dirmit'in yanına hemen her gün gitmek,en azından onunla 15dk vakit geçirip moral vermek istiyorum. Biz yokken ihmal edildi, yalnız kaldı kafeste.

Bugün kızlarla sahildeki parka gidip dondurma yedik, iyi vakit geçirtmeye çalışıyoruz. Bodrum'da köyde sıkıntılar yaşayan bir arkadaşımı aradım, bazen çok seyrek görüştüklerin tahmininden yakındır sana...

5483

 (26 HAZİRAN ÇARŞAMBA)

Dirmit'i ziyarete gittim veterinerde; tatilden döndüğümüzde kötü görmüştüm ama sanırım daha iyiye gidiyor.

Kızlarla bugün dondurma yedik, boyama ve baskı yaptık.

Bugünlerde Almanya'dan ev alıp oraya yerleşme fikrini evirip çevirmeye başladım zihnimde; kızlara daha iyi bir ortam sunabilmek için. Ama doğrusu annemden ayrılmak istemem; yaşlılık zamanında tek başına kalmasını, kızlardan uzak olmasını hiç istemem. Belki onun da gelebileceği bir düzen kurabilir miyiz...?

Öte yandan, ya orada bir sebepten tek başıma kalırsam ne yaparım? Sorular ve kaygılar, ihtimaller... 

5482

 (25 HAZİRAN SALI)

Veracık sabah hiç yoktan kriz çıkardı, kahvaltı masasında 45dk. ağladı; Leyla mavi t-shirt giydi diye.

Hem sinirlendim hem fazla bağırmadan geçirdim, ama zorladı. 

Onları bıraktıktan sonra eve dönerken kahve içip kruasan yedik-sanırım duygusal boşluğumu doldurmak için yiyorum.

5481

 (24 HAZİRAN PAZARTESİ)

İngiltere'den gelen kuzenleri ağırladık, grazingboard hazırladım, bence güzel oldu; ama kolaya kaçmama rağmen bir sürü iş çıktı, yine yoruldum. Muhteşem hediyeler getirmişler yine, kızlar kuzenleriyle zıplayıp eğlendiler. 

Her gelişlerinde olduğu gibi, eğitim sisteminden, okullardan bahsettik ve yine yurtdışına taşınma fikrini düşünmeye başladım. Çocuk sahibi olduktan sonra onlara elinden gelen en iyi imkanları sunmak istiyorsun, umarım kendileri için en güzel olan, onları mutlu edecek olan her neyse-öyle olur.

11 Kasım 2024 Pazartesi

5480

 (23 HAZİRAN  PAZAR)

Eve dönüş hiç de kolay olmadı; temizlik, yerleşme, park, Dürrü'nün çılgınlığı... çok yoruldum, kedilerle ve kızlarla zorlandım, akşam meditasyona dahil oldum.

7 Kasım 2024 Perşembe

5479

(22 HAZİRAN CUMARTESİ)

Toplanmak yorucu ama, geçen seneden daha kolaydı yine de. Dönüş yolculuğu rahat geçiyor, 3.5 saatte Emirli'ye varıyoruz. Tüm kedileri bahçede bulmak çok rahatlatıcı!

Kızlar yolda uyudu, biz müzik dinledik, annemse yanlış yola girmiş ne yazık ki.

Ev pis ve dağınık ama yorgunum, sadece yemek yapabiliyorum bugün. Karaağaçlı kedi çok usluydu, yolda sesi çıkmadı, iyi ki almışız. Biraz trafikte ne yapar diye korkuyordum. Sanırım iyi olacak, mama yiyor. 

Akşamın geç saatlerinde pilim bitti ve kızlara bağırdım, yorgun ve stresliyken tahammülsüz oluyorum. 

5 Kasım 2024 Salı

5478

 (21 HAZİRAN CUMA)

Hesabımdaki bloke kalkmış, sevindim. Rahatladım.

Burada okumaya başladığım kitapları çok sevdim; Tao Te Ching eşsiz bir kadim metin, Araba Sevdası'na yeni başladım, zaten dönemin İstanbul'unu anlatması yeter, Ahmet Hamdi'nin çok unique bir tadı var-Zweig'a benzetiyorum. Novella yazan, enteresan tipleri çok ustalıkla tasvir eden adamlar ikisi de. 

Bir yandan gündem yine yeniden orman yangınları, canımı acıtıyor, yolda gördüğümüz ölü hayvanlar her defasında kalbimi aynı yerden kırıyor, Dirmit'in yalnız sıkıntı çekiyor olması bana ağır geliyor. Hem burada sakinlik içinde kalmak istiyorum, hem de dönüp Dirmit'i ve Dük'ü görmek...

Pazardan peynir alırken kemikleri çıkmış, tüyleri dökülmüş, boynu yaralı perişan halde bir kedi gördük. Ne yapsak diye düşündük ama orada bırakamazdık, aldık kutuya koyduk, getirdik alt kata bıraktık. Hali o kadar kötü ki, öldü mü diye kontrol ettik. Dönerken İstanbul'a götürüp veterinerde baktırmak istiyoruz.

5477

 (20 HAZİRAN PERŞEMBE)

Komşumuzun kızı İstanbul'dan ev almış, onun muhabbeti dönüyor. Biz ay sonunu zor getiriyoruz bu aralar- ama düşündüm de; onlar mesela yurt dışında tatile giderken ben her sene Dharma eğitimleri ve inzivalara katılmak için yaklaşık aynı tutarı ödüyorum ve daha fazla zaman ve enerji ayırıyorum.

Eve, mülke sahip olmak mı daha önemli, hayatı keyifle ve anlamlı yaşamak mı? Onun baktığı çocuklar ve hayvanlar yok, bizim gibi biriktirdiği enteresan anılar tahminimce pek yok, tanıdığım kadarıyla ne konsere gider ne iyi bir akşam yemeğine, üstünde soluk bir eşofmanla iner denize- bu da onun bildiği, seçtiği hayat. Ben bunu tercih etmezdim kesinlikle.

5476

 (19 HAZİRAN ÇARŞAMBA)

Burada yaşamanın ritmine alıştım; 3 zeytin ağacının olduğu sahile yakın parkta kızlarla eğlenmek keyifli, nar, incir ve çamların kokusunu alarak, adını bilmediğim kuşun sabah şarkısını dinlemek ne güzel...

Akşam rakı içtik, biraz meze yaptık, müzik dinledik, dedemi hatırladık, Dirmit'in bizden ayrı veterinerde kalmasına ve ciddi bir hastalığı oluşuna üzüldüm ve susuzluktan ölen hayvanlara aklım takıldı, kalbim kırık uykuya daldım...

Bazen böyle, sanki dünyanın bütün ıstırabını içimde hissediyorum.

5475

 (18 HAZİRAN SALI)

Dün gece Vera kabus gördü herhalde, çılgınca ağlayarak uyandı, zor sakinleştirdik, sonra leyla tekrar, derken bizim yanımızda yattı ve rahatsız uykusuz bir sabaha karşı geçirdik büyük yatakta. 

Denize geç inebildik, plaj tam dolu, iskele kalabalık bugün. Rüzgar dindi, yanıklarım hafifledi. Yine arkadaşlar geldi, daha ziyade small talk ve elbette mevzu hep çocuklar. Bu arada ikiz erkek bebekleri olan genç bir çiftle tanıştık; geçen seneki hallerimizi hatırladım. O anne de bakıcı bulamamış ve annesinin yanına taşınmış, çok zorlanıyorlar-herkes zorlanıyor; çünkü ebeveynlik zor!

Denizin tadını çıkardım, akşam yeni bir diziye başladık.

5474

 (17 HAZİRAN PAZARTESİ)

Bugün de başka arkadaşlar geldi yanımıza; daha genç evli ama çocuksuz bir çift. çocuk gençliğinde yan sitedeymiş, tekneleri filan varmış; buraların zamanla nasıl dolduğundan konuştuk. Tabi sohbet hep bir yerden maddiyata çıkıyor; enflasyon, emlak değerleri vs.

Akşamüstü denizden dönerken kızlarla markete girdik bir kaos-sonra eve dönüp yemek yaptık, bu arada kızlar durmuyor ortalığı boyuyorlardı. Parka gidelim dedik Leylacık kaka yapmış eve geri dönmek zorunda kaldık, indik çıktık, basket sahasında oynadık derken tükenmiş hissettim. Eve dönünce hemen uyurlar sandım ama yine krizler devam-çok zor gerçekten... 

5473

 (16 HAZİRAN PAZAR)

Planladığımın aksine kilo almış gibiyim ve çok şişkin hissediyorum ve bu da beni rahatsız ediyor. Yoga ve meditasyondan uzaklaştıkça hafifliğimi kaybettim, neyse ki deniz ılık ve biraz yüzüyorum burada.

Bugün misafirlerimiz geldi bize sahilde katıldılar; bir oğulları var 4 yaşlarında. Cidden kızlardan daha zormuş, ben hiç şikayet etmeyeyim-agresifliklerini dinledikçe nasıl baş ettiklerine şaşırdım kaldım. 

Onların da ev sahibiyle sıkıntıları benzer; işten, okullardan ve kreşlerden konuştuk. 

5472

 (15 HAZİRAN CUMARTESİ)

Plaj tenha, deniz suyu ılık, ama rüzgar dışarıda üşütüyor.

Kızların yaz stilleri bir harika; çiçek gözlükleri ve yıldızlı mayolarıyla şahaneler! Denize pek girmediler henüz, kumda oynuyorlar daha çok. Aralarında sürekli bir çatışma çıkıyor, bu ara Vera ile aramız pek iyi değil ve bu canımı sıkıyor. 

Sahilde Tao Te Ching okuyorum-ışıl ışıl bir metin. Berrak bir su gibi, kadim ve yaşama dair.

Dirmit de sarılık olmuş, FIP olmadığına sevindim, ama 2 kedimizi bu hastalıktan kaybettiğimiz için tedavinin ne kadar uzun ve zor olduğunu bildiğimden üzüldüm, korkuya ve öfkeye kapıldım.