(30 OCAK PAZARTESİ)
Akşam tüm yorgunluğun üstüne bir aile ziyareti yaptık ve bir kere daha bu insanların nasıl bu kadar hiçbir işe yaramadan hayatlarını sürdürdüklerine şaşırıp kaldım. Hayata dahil olmak yerine, var olmayan bir öte-dünya için kendilerini bir takım dualara, ritüellere hapsetmiş kafeslerinde ömür tüketiyorlar. Oysa öyle çok şey var ki deneyimleyecek, her yaşta ve her koşulda!...
Kızlar yabancı gördükleri için ağladılar yine, çocuk sahibi olmayan insanlar neden ağladıklarını anlayamadılar, aylardır görmedikleri ve muhtemelen hatırlamadıkları birileri onları kucaklamak isteyince neden ağlamasınlar ki? Çocuklardan ne tuhaf beklentilerimiz var...!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder