(8 TEMMUZ)
Günün yarısı pazar alışverişi, ayakkabı gönderisi, kızların banyosu ve bavul hazırlıkları ile geçiyor. Öğlen çıkabiliyoruz yola, şimdiden yorulmuş hissederek. Korktuğum kadar kalabalık değil yol, çabucak varıyoruz Artur'a.
Evin dışı çok kötü görünmüyor, ama içi tabi ki pislenmiş. Her yer kirliyken kızları doyurmak zor oluyor elbette ve akşam yatarken pestilim çıkmış vaziyetteyim. Sonunda buradayız yine de! Hamileyken kızlar doğduktan sonra Emirli'ye bile gelemeyeceğimizi söylüyordu herkes, biz Ayvalık'a bile gelebildik işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder