Dün akşam yemeği çok iyi geldi; evden farklı bir ortamda olmak, baş başa kalmak, bebeklerin dışında bir şeylerden de konuşmak, 2 saatliğine bakımveren görevinden muaf olmak... Bu lüksü her ay 1 kere olsun kendimize sağlamamız lazım.
Gece ise zor geçti; birkaç saatlik uykuyla sabaha çok yorgun ve bezgin başladım. Kahvaltıdan sonra iyice düşen enerjimi toplamak için biraz daha uyudum. Öğleden sonra misafirlerimiz geldi, akşamüstü de yine hastanede bir işimiz vardı.
Bu aralar tüketim alışkanlıklarımız üzerine çok düşünmeye başladım; sahip olduklarımızın bizi ne derece mutlu ettiği ya da mutlu olmak için nelere sahip olmak istediğimizle ilgili... İnsanlık yeni bir çağın arifesinde gibime geliyor; tüketerek mutlu olunamayan, hayatında bir şeyleri değiştirmek zorunda olduğu bir çağın girişinde. Biz de artık daha basit şeylerle mutlu olmayı öğreniyoruz; daha doğrusu gerçekten anlamlı olanın "sade ve sakin yaşam" olduğunu idrak ediyoruz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder