(7 TEMMUZ PAZAR)
Yeniden kaybettiğim hevesi yakaladım; içimde bir heyecan dalgası kabarıyor: burada, bu evde sangha ile bir arada, bahçemde, soframda olmak... İkramlarımla, ev sahibeliğimle sizlere güzellikler sunmak istiyorum, balkonda meditasyon yapmak, sofrada müzikle ve sohbetle bir akşam geçirmek...
Anneannemler de Emirli'ye geldi bugün, nevresim değiştirip temizlik yaptık biraz.
(05 TEMMUZ CUMA)
Kızlar öğleden sonra 14:00-16:00 arası huzursuzluk çıkarıp ağlıyorlar, uykuları geldiği halde uyumuyorlar, zorlanıyorum. Onlar uyurkenki 2 saat içinde de ancak evi toplayabiliyorum.
Akşam Süreya'da operaya zor yetiştik. Bana eşlik ettiği varsayılan insanın, arada sosyal medyaya, maça bakması ve ben sormasan tek kelime konuşmaması canımı fazlasıyla sıktı. Saçma sapan bir gerginlik halinde buluverdim ikimizi. Her an patlamaya hazır bomba gibi yaşamasının sebebi sanırım ben değilim. Bu tavırları takınan biriyle olmak istemiyorum. Keyifli bir akşam bile ziyan oluyor böyle.
Figaro rolündeki İtalyan bariton çok iyi performans sergiledi, bu zorlu barok eseri gayet tamperaman biçimde canlandırarak hakkını verdi doğrusu. Umarım kızlar operacı olur!
(04 TEMMUZ PERŞEMBE)
Ev topladım, annemle kahve içtik ve Dirmit'in yanına uğradık. Çok sevindi, masaj yaptı, tam iyileşmedi hala sanırım, cumartesi bakalım demiş veteriner. Karaağaç'tan getirdiğimiz diğer kediyle ilgilenemiyorum.
Bugün yine tuvalet eğitimi ile ilgili yazılar okudum ve bu konuya odaklandım. Bezi artık bırakma vakti geldi. Biraz gecikmiş olduklarını düşünerek geriliyorum.
Akşamki ders ilgi çekiciydi-hangisi değil ki?-pratiklere geri dönmeyi hatırlattı ve elbette ilgini özlediğimi hissettirdi. Rüyamda seni gördüm...
